Web Toolbar by Wibiya Uyandırıcı / Şokçu: Düşmanımızı Tanıyalım - İlluminatiye Giriş

Güncellemeler


İlluminati Konusunda Yeni Olan Arkadaşlara : Düşmanımızı Tanıyalım- İlluminatiye Giriş Yazısından Başlayarak Son Yazıya Doğru Okumasını Öneririm


Son Yazımız - Ülkemiz Üzerinde Oynanan Oyunlar ve Dinler Arası Diyalog Tehlikesi Volume I



Önemli => İlluminati'nin Yeni Oyunu ACTA

"Bir ulusu fethetmenin ve köleleştirmenin iki yolu vardır. Birisi kılıçla, diğeri borçla." (John Adams)


Amacımız "Onların" nasıl düşündüklerini bilmenizdir

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Düşmanımızı Tanıyalım - İlluminatiye Giriş





İnsanlığın Tarih boyunca hiç şüphesiz en büyük düşmanı Şeytandır. Peki hiç düşündünüz mü, niye Şeytan bizim düşmanımız? Bi sabah uyandı da insanların düşmanı olmaya mı karar verdi? Peki sebebi neydi bu düşmanlığın?? Ben size elimden geldiğince Şeytan hakkında bilgi vermeye çalışacağım çünkü İlluminati'yi anlamak için olayın en temelinden başlamak gerek!

Peki Şeytan Nedir?


Şeytan, İnsanlar gibi çamurdan değil,  Nar-ı semum denen dumansız  ateşten yaratılmıştır! Bu bir enerjidir ama farklı bir enerjidir! Şekil değiştirebilen, İnsan vücuduna, beynine girebilen ve çok hızlı hareket edebilen bir enerjidir. İnsanlara doğrudan hiçbir şey  yapamaz sadece telkinde bulunur.
Bahsettiğimiz Şeytan İblis'dir. Diğer şeytanlar ise onun soyudur. Şeytanların inançlı versiyonuna "cin" deniyor.
(bkz. Kehf suresi  50.ayet "o zaten cinlerdendi" )

Şeytanın İsyanı


  Bakara suresi 30.ayette 'Ve Rabbin meleklere: “Muhakkak ki Ben yeryüzünde bir halife kılacağım.” demişti. (Melekler de): “Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Biz Seni, hamd ile tesbih ve seni takdis ediyoruz.” dediler. (Rabbin de): “Muhakkak ki ben, sizin bilmediklerinizi bilirim.” buyurdu.'

Haa burda demek ki yeryüzünde kan döken başka birileride varmış ki melekler kan dökecek diyorlar!
Kur'an'da belirtilen şekli ile şeytanın soyu yani "Cinler" varmış ve Bunlar ortalığı birbirine katmış,yaratılış amaçlarını unutmuşlar ki Allah yeni halife yaratmıştır. (Bkz. ZÂRİYÂT - 56 "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.")

  Yani Allah yaratılış amacını unutan bu canlılara İblis kumandasında Cinler ve melekler ordusuyla onları bertaraf, yok etti. Bu konuda 2 Rivayet vardır
İlki, Tahtlarını tamamen kaybettiler yani Atlantis medeniyeti, Bermuda Şeytan üçgeninin bulunduğu yerde onların saltanatı olmuş olabilir ve bu yüzden manyetik çekim gücünden dolayı batmalar oluyor da olabilir.
İkincisi de,Yıldızlara sürülmüş olabilirler.

  Şimdi İblis bir zafer kazanmış, Cinler bertaraf edilmiş. Eeeee tabi İblis de bir mükafat bekliyor ama Allah "Ben yeni halifelerimi yaratacağım" deyince İblis kıskançlık krizine giriyor. Bunun sebebi de, Şeytan zaten zaferle dönmüş (Halbuki hiç bir zafer bir kişiye yüklenemez) diğer sebebi de kendisinin ateşten ama Hz.Adem'in de topraktan yaratılmış olmasından dolayı kendini üstün görmesi.

Allah "secde edin" emri verince Melekler ve Cinlerin neredeyse tamamı Hz.Adem'e secde ediyor ancak İblis ve bazı kötü cinler ise inat ediyor.Sonra Allah Şeytanı lanet etti ve rahmetinden uzaklaştırdı ama şeytan daha da ileri giderek Allah'a kafa tuttu "Sen Adem'i yarattın!! Ben onunda, onların çocuklarının da sana itaat etmeyeceğini göstereceğim" dedi. Ve Allah da "Sen ve senin yolunda gidenleri cehenneme dolduracağım" dedi

  Nitekim Hz.Adem'e cenette yasak meyvayı yedirerek iddiasının ilkini doğruladı ve İnsanlar ile şeytan arasındaki savaş başlamış oldu!!


Şeytanın Amacı

  İnsanı saptırmaktır ve  sadece kendisine hizmet eder. Çünkü Şeytan, Hz.Adem'e secde etmedi ama ordaki asıl amaç Allah'a secdedir çünkü emri veren Allah'dır. Şeytan kendini üstün görmesi ve egoist olduğundan dolayı cezalandırılmışıtr. Belki de bu yüzden egoist insanlar pek sevilmez. Belki de Şeytana en büyük ceza tiksindiği ve kendinden küçük gördüğü insanlarla beraber aynı dünyada yaşamasıdır.

İşte bu yüzden şeytan hemen kıyametin kopmasını ister çünkü kıyamet saatinin bilinmemesindeki asıl kaynağı insanların yaşantısına göre kıyametin kopmasıdır! Çünkü kıyametin kopacağı zamanda yeryüzünde "Allah" diyen bir mümin kalmayacağını peygamber efendimiz bildirmiştir. Yani biz Allah'ın emir ve yasaklarına uyarsak kıyamet o kadar geç kopar! Bundan dolayı Şeytan insanları kandırarak İlluminati, Mason,ateist gibi vb sapık inançlara sokarak Allah'a inanmayan bir insan ırkı istemektedir! O zaman kıyamet kopacaktır

   Kimse, Şeytan ve İnsan yani iyiler ve kötüler savaşında ben tarafsız olacağım diyemez çünkü ya iyi yani gerçekleri savunursun yada şeytana uyar pişman olursun daha doğrusu ya cennete gidersin ya da cehenneme ! Bu kadar basit! Öbür dünyada  3. bi seçenek yok

Şimdi Şeytana Karşı Neler yapabiliriz?

Geçen bi arkadaşımla konuşuyorum dedim ki "Abi şeytana karşı neler yaparsın?" cevaba bak sen
-füvvvvv füvvv (Islık çalmaya çalışıyor) sonra
-Euzübillahimineşşeytanirracim
bi kaç kez tekrar ediyor bu işleme

Aferin ! Benim süper zeki arkadaşım sen ıslık çalmaya devam et adamlar Dünyanın eksenini kaydırıp LEY hatlarını kilitleyemeye devam etsinler ! Depremler yapsınlar dünyayı birbirine katsınlar!!!  Masum insanların iliklerine kadar sömürmeye devam etsinler!

İşte Şeytan için bunca şeyi yapan kişiler İlluminati'ye hizmet ediyorlar!!
Yani İlluminati Şeytana hizmet ediyor!

Aslında Şeytana karşı yapılabilecek çok şey var ! Öncelike ilmi olarak kendimizi yetiştirmeliyiz ve Şeytanın Hz.Muhammed (SAV) ile görüşmesini bi gözden geçirelim

Hz. Muhammed (SAV) ile görüşmesi

Muaz bin Cebel rivayet ediyor :
- Bir gün Resullullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ansardan birinin evinde toplanmıştık.. Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık.
Bu arada, dışarıdan bir ses geldi :
- Ev sahibi..... içerdekiler... Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileğim var.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz,
-Bu seslenen kimdir bilir misiniz?
-En iyi bilen ALLAH ve Resuludur.
- O, lain iblistir. 'Şeytandır' Allah'ın laneti onun üzerine olsun.
Hz. Ömer :
-Ya Resullullah, bana izin veriniz onu öldüreyim.
- Dur ya Ömer, bilmiyor musun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiştir... Öldürmeyi bırak. Kapıyı ona açın gelsin... O buraya gelmek için emir almıştır. Diyeceklerini anlamaya çalışınız. Size anlatacaklarını iyi dinleyiniz.

Kapı açıldı...
Bir ihtiyar. Şaşı. Aynı zamanda köse. Çenesinde altı veya yedi kadar kıl sallanıyor. At kılı gibi. Gözleri yukarı doğru açılmış. Kafası, büyük bir fil kafası gibi. Dudakları da, bir manda dudağına benziyordu.
Sonra, şöyle bir selam verdi ;
-Selam ya Muhammed; selam size ey cemaat-i müslimin.
-Selam Allah'ındır ya lain. Bir iş için geldiğini duydum; nedir o iş?
-Benim buraya gelişim kendi arzumla olmadı. Mecburen geldim.
-Nedir o mecburiyetin ?
-İzzet sahibi Rabbın katından bana bir melek geldi. Ve dedi ki;
"Allah-ü Taâlâ sana emir veriyor: Muhammed'e gideceksin. Ama düşük ve zelil bir halde. Tevazu ile. Ona gideceksin ve ademoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın. Onları nasıl aldattığını söyleyeceksin bir bir ona. Sonra o sana ne sorarsa doğrusunu diyeceksin."
Sonra ... Allah-ü Taâlâ buyurdu ki :
"Söylediklerine bir yalan katarsan, doğruyu sölemezsen... seni kül ederim; rüzgara savurur... Düşmanlarının önünde, seni rüsvay ederim."
İşte ... böyle; ya Muhammed, o emir üzerine sana geldim. Arzu ettiğini bana sor. Şayet bana sorduklarına doğru cevap vermezsem;düşmanlarım benimle eğlenecek. Şu muhakkak ki , düşmanlarımın eğlencesi olmaktan daha zor bir şey yoktur.
Bundan sona Resullullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle sordu :

-Madem ki, sözlerinde doğru olacaksın. O halde bana anlat: Halk arasında en çok sevmediğin kimdir ?
Şeytan şu cevabı verdi :
-Sensin ya Muhammed. Allah' ın yarattıkları arasında senden daha çok sevmediğim kimse yoktur. Sonra senin gibi kim olabilirki?
-Benden sonra, en çok kimlere buğuzlusun ve sevmezsin?.
-Müttaki bir gence ki ... varlığını Allah yoluna vermiştir.
-Sonra kimi sevmezsin?
-Kendisini sabırlı bildiğim şüpheli işlerden sakınan alimi ...
-Sonra ?
-Temizlik işinde... yıkadığı yerleri üç defa yıkamayı adet eden kimseyi.
-Sonra ?
-Sabırlı olan bir fakiri ki ; ihtiyacını kimseye anlatmaz... Halinden şikayet etmez.
-Peki, bu fakirin sabırlı olduğunu nerden bilirsin ?
-Ya Muhammed, ihtiyacını kendi gibi birine açmaz. Her kim ihtiyacını kendi gibi birine üç gün üst üste anlatırsa, Allah onu sabredenlerden yazmaz. Sabırlı kimselerin işi buna benzemez. Hasılı , onun sabrını; halinden, tavrından ve şikayet etmeyişinden anlarım.
-Sonra kim ?
-Şükreden zengin.
-Peki, ama zenginin şükreden olduğunu nasıl anlarsın ?
-Onu görürsem ki , aldığını helal yoldan alıyor ve mahalline harcıyor. Bilirim ki: şükreden bir zengindir.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz bu defa mevzuu değiştirdi ve ona başka bir sual sordu :
-Peki, ümmetim namaza kalkınca, senin halin nice olur?
-Ya Muhammed, beni bir sıtma tutar. Titrerim.
-Neden böyle olursun; ya lain ?
-Çünkü bir kul, Allah için secde edince bir derece yükselir.
- Peki ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun ?
-O zaman da bağlanırım. Taa, onlar iftar edinceye kadar.
-Peki ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun ?
-O zaman da çıldırırım.
-Peki, ya Kur'an okudukları zaman nasıl olursun ?
-O zaman da, eririm. Tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm.
-Peki ya sadaka verdikleri zaman halin nasıldır ?
-Ha, işte.. o zaman halim pek yaman olur. Sanki sadaka veren, bir testere alır eline, ve beni ikiye böler.
-Neden öyle testere ile ikiye biçilirsin, ya Ebamürre ?
- Çünkü sadakada dört güzellik vardır. Şöyle ki ;
1-Allah-ü Teala, sadaka verenin malına bereket ihsan eyler.
2-O, sadaka veren kimseyi halkına sevdirir.
3-Allah-ü Teala, onun verdiği sadakayı , cehennemle arasında bir perde yapar.
4-Allah-ü Teala, belayı sıkıntıyı ve ahları ondan defeder.
Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz ashabı hakkında bazı sorular sordu:
-Ebubekir için ne dersin ?
-O bana cahiliyet devrinde bile itaat etmedi... İslam'a girdikten sonra nasıl bana itaat eder ?
-Peki, Ömer b. Hattab için ne dersin ?
-Allah'a yemin ederim ki; her gördüğüm yerde ondan kaçarım.
- Peki, Osman b. Affan için ne dersin ?
-Ondan utanırım ... hem de çok ... Nasıl ki, Rahman' ın melekleri de ondan utanırlar.
-Peki, Ali b. Ebutalib için ne dersin ?
-Ah onun elinden bir kurtulsam... O, kendi başına kalsa; ben kendi başıma kalsam... O beni bıraksa.... ben de onu bıraksam .. Ben onu bırakırım; ama o beni bırakmaz.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz, yukarıdaki soruları sorduktan ve şeytanın verdiği cevaplar kısmen bittikten sonra, şöyle buyurdu :
- Ümmetime saadet ihsan eden; seni taa, belli bir vakte kadar şeki kılan Allah'a hamd olsun.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz' in o cümlesini duyan lain iblis şöyle dedi :
- Heyhat, heyhat... Ümmetin saadeti nerede? Ben, o belli vakte kadar diri kaldıkça, sen ümmetin için nasıl ferah duyarsın?.. Ben, onların kan mecralarına girerim. Etlerine karışırım. Ama onlar, benim bu halimi göremez ve bilemezler. Beni yaradan ve baas gününe kadar bana mühlet veren Allah'a yemin ederim ki: Onların tümünü azdırırım. Cahillerini ve alimlerini... Ümmilerini ve okumuşlarını... Facirlerini ve abidlerini .. Hasılı, bunların hiçbiri elimden kurtulamaz. Fakat, Allah'ın halis kullarını... Evet, bunları azdıramam.
Bunun üzerine Resullullah (s.a.v.) Efendimiz sordu :
-Sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir ?
-Bilmez misin? ya Muhammed, bir kimse ki, dirhemini ve dinarını sever ... O Allah için bir ihlasa sahip değildir. Bir kimseyi görürsem ki; dirhemini dinarını sevmez; övülmekten, medhedilmekten hoşlanmaz.. bilirim ki o : ihlâs sahibidir... Hemen onu bırakır kaçarım.
Bir kul malı ve övülmeyi sevdiği süre, kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddet, o size vasfını yaptığım kimseler arasında bana en çok itaat edendir. Bilmez misin ki: mal sevgisi, büyük günahların en büyüğüdür. Bilmez misin ki ya Muhammed, baş olma sevgisi yine büyük günahların en büyükleri arasındadır.
Ya Muhammed, bilmez misin? Benim yetmiş bin tane çocuğum var. Bunların her birini bir başka yere tayin etmişimdir. Sonra o her çocuğumla birlikte yine yetmiş bin tane şeytan vardır. Onların bir kısmını ulemaya gönderdim. Bir kısmını gençlere yolladım. Bir kısmını da, meşayihe saldım. Bir kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ettim. Gençlere gelince, aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktur. Onlarla gayet iyi geçiniriz. Çocuklara gelince... onlarla da, bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar. Bizimkilerin bir kısmını da abidlerin başına dert ettim. Bir kısmını da zahidlerin. Onlar bunların yanına girer; halden hale sokarlar. Bir tepeden öbürüne ... hep dolaştırıp dururlar. Öyle bir hal alırlar ki; başlarlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye... İşte... böylece, onlardan ihlası alırım. Onlar bu halleri ile yaptıkları ibadeti, ihlassız yaparlar gayrı .. Ama , bu hallerin farkında olmazlar. Bilmez misin; ya Muhammed, Rahip Borsisa: tam yetmiş yıl ihlas ile Allah' a ibadet etti. Bu ibadetleri sonucunda ona öyle bir hal ihsan edilmişti ki ; Her dua ettiği hasta, duası ve bereketi ile şifa oluyordu. Onun peşine takıldım. Zina etti. Katil oldu. Sonunda da küfre girdi. Bu o kimsedir ki ; Allah-ü Teala aziz kitabında , ona şöyle anlatır :

"Şeytan hali gibidir ki; o insana: 'Kafir ol .. Dedi. Vaktaki o kafir oldu.: bu defa ona şöyle dedi: Ben senden uzağım... Ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım ." (59/16)

İblis bundan sonra bazı kötü huylar üzerinde durdu. Ve onların her birinden nasıl istifade ettiğini anlattı..

- Bilmez misin ya Muhammed, yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim. Her kim yalan söylerse ... o benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse ... o da benim sevgilimdir. Bilmez misin ya Muhammed , ben Adem'e ve Havva'ya yalan yere Allah adına and içtim. "Muhakkak ben size nasihat ediyorum." (7/16) Dedim... Bunu yaparım : çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir.
Gıybet ve koğuculuğa gelince .... Onlarda benim meyvelerimdir ve şenliğimdir.

-Her kim talak üzerine yemin ederse ... günahkar olacağından endişe edilir. İsterse bir defa olsun .. İsterse doğru şey üzerine olsun. Her kim talakı ağzına alırsa .. taaa.. hakikati belli oluncaya kadar karısı ona haram olur. Onlar bu halleri ile kıyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar hep zina çocuğu olur. Ağza alınan o talak kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer.

Ya Muhammed, o her ne zaman ki, namaza kalkmak ister; tutarım .

* Ona vesvese veririm. Derim ki: "henüz vakti var. Sende meşgulsün. Hele şimdilik işine bak sonra kılarsın." Böylece o: Vaktinin dışında namazını kılar. Ve bu sebepten onun kıldığı namaz yüzüne atılır. Şayet o kimse beni mağlup ederse; ona insan şeytanlarından birini yollarım... Böylece onu vaktinde namaz kılmaktan alıkoyar.
* O, bunda da beni mağlup ederse; bu sefer onun hesabını namazında görmeye bakarım. O namazın içinde iken; sağa bak, sola bak derim. O da bakar. O ki böyle yaptı. Yüzünü okşar alnından öperim. Bundan sonra ona: Sen ebedi yaramaz bi iş yaptın. Derim ve böylece onun huzurunu bozarım. Sende bilirsin ki ya Muhammed, her kim namazda , sağa ve sola çokça bakarsa , Allah onun namazını kabul etmez.
* Bunda da ona mağlup olursam. Yalnız başına namaz kıldığında yanına giderim. Ve ona; çabuk çabuk kılmasını emrederim. O da, başlar; namazını çabuk çabuk kılmaya. Tıpkı horozun, gagası ile yerden birşeyler topladığı gibi.
* Bu işi yaptırmakta da ona başarı kazanamazsam bu sefer, cemaatle namaz kılarken onun yanına varırım. Orada başına bir gem takarım. Başını imamdan evvel secdeden ve rükü'dan kaldırırım. İmamdan evvel de secde ve rüku yaptırırım. İşte o böyle yaptığı için, kıyamet günü, Allah onun başını eşek başına çevirir.
* O kimse bunda da beni yener ise. Bu defa, ona namazda parmaklarını çıtlatmasını emrederim. Böylece o beni tesbih edenlerden olur. Ama bu işi ona namaz içinde yaptırmaya muvaffak olursam.
* Bunda da mağlup olursam, bu sefer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince, o esnemeye başlar. Şayet o, bu esneme esnasında elini ağzına kapamazsa; onun içine küçük bir şeytan girer, dünya hırsını ve dünyevi bağlarını çoğaltır. İşteb undan sonra o kimse, hep bize itaat eder. Sözümüzü dinler. Dediklerimizi yapar.

Şeytan bundan sonra konuşmasına devam etti :
-Sen ümmetin hangi saadetinten ferah duyarsın ki ? Ben onlara ne tuzaklar kurarım... ne tuzaklar. Miskinlerine , çaresizlerine ve zavallılarına giderim. Namazı bırakmalarını emrederim. Ve onlara derim ki :
-Namaz size göre değil.. O, Allah'ın afiyet ihsan ettiği ve bolluk verdiği kimseler içindir.
Sonra hastalara giderim :
-Namaz kılmayı bırak " derim çünkü Allah-ü Teala: "hastalara zorluk yok....." (24/61) buyurdu. İyi olduğun zaman kılarsın. Ve böylece o, namazını bırakır. Hatta küfre de gidebilir. Şayet o, hastalığında namazı terkederek ölüp giderse, Allah'ın huzuruna çıkarken, Allah-ü Teala'yı öfkeli bulur.

Sonra şöyle dedi :
-Ya Muhammed, eğer bu sözlerime yalan kattımsa, beni akrep soksun. Sonra.... Eğer yalan varsa .. Allah 'tan dile beni kül eylesin.

İblis bundan sonra konuşmalarına devam etti ve şöyle dedi :
-Ya Muhammed, sen ümmetin için ferah mı duyuyorsun ? Halbuki ben onların altı da birini dininden çıkardım.

Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz ona, yani İblis'e aşağıdaki şekilde kısa kısa bazı sorular sordu. O da bunlara cevap verdi :
-Ya lain, senin oturma arkadaşın kim ?
-Faiz yiyen.
-Dostun kim ?
-Zina eden.
-Yatak arkadaşın kim ?
- Sarhoş
-Misafirin kim ?
-Hırsız.
-Elçin kim ?
-Sihirbazlar.
-Gözün nuru nedir?
-Karı boşamak.
-Sevgilin kim ?
-Cuma namazını bırakanlar.
-Ya lain, senin kalbini ne yıkar ?
-Allah yolunda cihada koşan atların kişnemesi.
-Senin cismini ne eritir ?
-Tevbe edenlerin tevbesi.
-Ciğerini ne parçalar, ne çürütür ?
-Gece ve gündüz, Allah'a yapılan bol bol istiğfar.
-Yüzünü ne buruşturur ?
-Gizli sadaka.
-Gözlerini kör eden nedir ?
-Gece namazı.
-Başını eğdiren nedir ?
-Çokça kılınan cemaatle namaz.
-Sana göre insanların en saadetlisi (!) kimdir?
-Namazını bilerek kasden bırakanlar.
-İnsanların en şakisi kimdir ?
-Cimriler
-Seni işinden ne alıkoyar ?
-Ulema meclisleri
-Yemeğini nasıl yersin ?
-Sol elimle parmaklarımın ucu ile.
-Sam yeli estiği zaman ve ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin ?
-İnsanların tırnaklarının arasında.
-Rabbinden neler talep ettin ?
-On şey talep ettim.
- Nedir onlar ya lain ?
-Şunlardır :

1. Allah'tan diledim ki, beni ademoğullarının malına ve evladına ortak ede. Bu ortaklık talebimi yerine getirdi. Ki bu: "Onlara ortak ol... Mallarına ve çocuklarına . Onlara vaad et. Halbuki şeytan onlara gurur vaad eder..." (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir.

* Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim, faiz ve haram karışan yemeklerden yerim. Şeytandan Allah'a sığınılmayan malın da ortağıyım.
* Cinsi münasebet anında; Allah'a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim. Ve o her birleşmeden hasıl olan çocuk, bize itaat eder. Sözümüzü dinler.
* Her kim hayvana binerken, helal yola gitmeyi değil de, aksini isteyerek binerse, bende onunla beraber binerim. Yol arkadaşı ve binek arkadaşı olurum. Bu da Ayet-İ Kerime ile sabittir. "Onlar üzerine süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkart." (17/64)

2. Allah-ü Teala'dan diledim ki : Bana bir ev vere .. Bu dilediğim üzerine hamamları bana ev olarak verdi.
3 .Diledim ki bana bir mescid vere. Pazar yerlerini bana mescid yaptı.
4. Benim için bir okuma kitabı vermesini istedim. Şiirleri bana okuma kitabı olarak verdi.
5. İstedim ki; bir ezan vere , Mezmurları verdi.
6. Diledim ki; bana bir yatak arkadaşı vere.. Sarhoşları verdi.
7. Diledim ki; bana yardımcılar vere... Bunun içinde kaderiye mensuplarını verdi.
8. İstedim ki; bana kardeşler vere... Mallarını boş yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yoluna para harcayanları. Bunlarda şu Ayet-i Kerime ile sabittir :
"O kimseler ki ; mallarını boş yere harcarlar... Onlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır." (17/27)

Bir ara Resullullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu :
- Eğer söylediklerini, Allah'ın kitabındaki ayetlerle ispat etmeseydin. Seni tastik etmezdim.
Bundan sonra İblis devam etti :
-Ya Muhammed, Allah'tan diledim ki; ademoğullarını ben göreyim; ama onlar beni göremeyeler. Bu dileğimi de yerine getirdi. Diledim ki; ademoğullarının kan mecralarını bana yol yapa; Bu da oldu. Böylece ben, onlar arasında akıp giderim. Gezerim. Hem nasıl istersem. Bütün bu isteklerimi verdi . " Hepsi sana verildi, buyurdu. " Ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra şunu da ekleyeyim ki ; benimle beraber olanlar , seninle beraber olanlardan daha çoktur. İşte... Böylece kıyamete kadar, ademoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar.

Bundan sonrasını İblis şöyle anlattı :

* Benim bir oğlum vardır. Adı: ATEME'dir. Bir kul, yatsı namazını kılmadan uyursa gider; onun kulağına bevleder. Eğer böyle olmasaydı; imkan yok, insanlar namazlarını eda etmeden uyuyamazlardı.
* Benim bir oğlum daha vardır ki; onun adı da MÜTEKAZİ 'dir. Bunun vazifesi de ; yapılan gizli amelleri yaymaya çalışmaktır. Mesela bir kul , gizli bir taat işlerse .. ve bu yaptığını da gizlemeye çalışırsa MÜTEKAZİ onu dürter. En sonunda o gizli amelin yayılmasına ve açığa çıkarmaya muvaffak olur. Böylece ; Allah-ü Teala onun yüz sevabından doksan dokuzunu imha eder. Çünkü bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir.
* Sonra .. Benim bir oğlum daha vardır . Onun adı da KÜHAYL dir. Bunun işi de, insanların gözlerini sürmelemektir. Bilhassa, ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken. Bu sürme onların gözüne çekildi mi , uyuklamaya başlarlar. Ulemanın sözlerini işitmezler. Böylece hiç sevap alamazlar.

Bundan sonra İblis şöyle anlattı :

-Hangi kadın olursa olsun .. Onun kalktığı yere şeytan oturur. Sonra kadının kucağında mutlaka bir şeytan durur. Ve onu, bakanlara güzel gösterir. Sonra o kadına bazı emirler verir. Mesela: Elini kolunu dışarı çıkar ; göster. Der .. o da bu emri tutar. Elini, kolunu açar, gösterir. Bundan sonra, o kadının haya perdesini tırnakları ile yırtar.

İblis bundan sonra ; Resullullah (s.a.v.) Efendimiz' e kendi durumunu anlatmaya başladı :

-Ya Muhammed bir insanı delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur. Ben ancak vesvese veririm. Ve bir şeyi güzel gösteririm. O kadar. Eğer delalete sürüklemek elimde olsaydı, yeryüzünde; "Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed Allah'ın resülüdür." diyen herkesi, oruç tutanı ve namaz kılanı hiç bırakmazdım. Hepsini delalete düşürürdüm. Nasıl ki senin elinde de, hidayet nevinden bir şey yoktur. Sen ancak Allah'ın Resulusun. Ve tebliğe memursun. Şayet hidayet elinde olsaydı, yeryüzünde tek kafir bırakmazdın. Sen Allah'ın halkı üzerinde bir hüccetsin. Bende , kendisi için ezelde şekavey yazılan kimselere sebebim. Said olan kimse, taa, ana karnında iken saiddir. Şaki olan da yine ana karnında iken şakidir. Saadet ehli kılan da Allah, Şekavet ehli kılan da Allah .

Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz şu iki Ayet-i Kerimeyi okudu.
"Bunlar, taa sonuna kadar böyle değişik şekilde devam edecek... Ancak Rabbın esirgedikleri hariç.." (11/118-119)
"Allah'ın emri behemehal yerini bulan bir kaderdir." (33/38)

Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz, İblise şöyle buyurdu :
-Ya Ebamürre, acaba senin bir tevbe etmen ve Allah' a dönmen mümkün değil mi ? Cennete girmene kefil olurum.
Bunun üzerine İblis şöyle dedi :
-Ya Resullullah, iş verilen hükme göre oldu. Karar yazan kalemde kurudu. Kıyamete kadar olacak işler olacaktır. Seni peygamberlerin efendisi kılan, cennetin ehlinin hatibi eyleyen ve seni halkı içinden seçen ve halkı arasında bir gözde yapan, beni de şakilerin efendisi kılan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah'tır. Ve O: bütün eksik sıfatlardan münezzehtir.

Ve İblis cümlelerini şöyle tamamladı :
-İşte bu söylediklerim sana son sözümdür. Ve bütün söylediklerimi de doğru dedim.

İşte böyle Şeytan bu tür oyunlar ile Bizi cehenneme sürükleme çalışıyor ve Peygamber efendimiz insanlığın  bu beladan kurtulması için kefil olmayı bile göze alıyor ama imtihan dünyasındayız her neyse konumuzu saptırmayalım !!

Öncelikle şeytanın amacını öğrenmeliyiz ki ona hizmet edenlerin amacını öğrenelim!!

to be continued......

21 yorum:

  1. Çok uzun yazmışsın ama ibret alınıyor verdim şukunu güzel kardeşim

    YanıtlaSil
  2. sonuna kadar okudum emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  3. ilk defa böyle bir yazıyı sonuna kadar okudum çok açıklayıcı olmuş eline sağlık

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim ;) daha da şevkli hazırlayacağım yazılarımı bundan sonra

    YanıtlaSil
  5. çok beğendim blokunu takip edicem, sende yazmaya devam et.

    YanıtlaSil
  6. Harika bir yazı olmuş teşekkürler

    YanıtlaSil
  7. hoju yeni takip etmeye başladım bloğunu. şu de/da ki olayına biraz daha özen gösterirsen sevinirim.

    saygılar, ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  8. "Çünkü bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir."
    "Hangi kadın olursa olsun .. Onun kalktığı yere şeytan oturur."
    hikayenin gerçek olmadı çok belli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Çünkü bir kulun yaptığı gizli bir amel için tam yüz sevap verilir."'de ki kasıt yapılan hayrın gösteriş için değil yalnızca Allah rızası için yapılmasına yüz katı sevap verildiği belirtiliyor

      "Hangi kadın olursa olsun .. Onun kalktığı yere şeytan oturur."'da anlatılmak isteneni bende anlamadım doğrusu ama yine de önemli bilgiler içerdiği için paylaştım..

      Sil
    2. "Hangi kadın olursa olsun .. Onun kalktığı yere şeytan oturur." da anlatılmak istenilen kadın oradan kalktığı an aklımıza kötü şeyler gelir. Sarkıntılık yapma, arkasından bakma, takip etme gibi pis şeyler mesela.

      Bu geçen olayı çok yerde okumuştum. Uydurma olduğunu sanmıyorum. Küçük kitaplar halinde dağıtıyorlardı bu olayı.

      Sil
  9. yaşçı çocuk7 Mayıs 2012 23:19

    Seni şokçu seni, okumaya devam edeceğim yazdıklarını bakalım neler yazıyorsun yaşın hakkında birkaç tahminde bulundum...

    YanıtlaSil
  10. çok saçma bi hikaye

    YanıtlaSil
  11. Hangi kadin olursa olsun onun kalktigi yere seytan oturur" ibaresi kadinlar arasinda vesvese dedikodu gibi fenaliklar daha yaygin oldugundan ve kadin kalktiktan sonra geride kalanlar onun dedikodusunu yapabilme ihtimallerinden e şeytaninda bunun teşvikçisi olmasi.olabilir (bir kadin)

    YanıtlaSil
  12. bu ne ameke dumansız ateşten yaratılan şeytan nasıl insan olupda oraya gele adam hem insana sinir oluyor hemde insan formuna giriyor amk hem ben insanlara müdahale edemem diyor hemde kadının hayasını tırnaklarıyla yırtıyor neyse ben secdeye hızlı gidenler horozun yemlenmesine benzetilince koptum zaten amk hele bide akrepten korkan şeytan varki sorma gitsin koskoca şeytan olmuş akrepten tırsıyor amk. uzun lafın kısası bu hadislerin çoğu insan hayal gücü amk ben ayetlerden başkasını referans almam bunlar tam bir komedi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ar damarı çatlamış denilince.Aklına çatlamış bir damar ve kanmı geliyor.Haya perdeside işte bunun gibi.

      Sil
  13. Bu hadisi yazanında(bu günlere nakledeninde) şeytan olma ihtimali var mıdır?
    Kurandan birkaç ayet var ama her sözü kurandan referans edilmemiş.
    Ayrıca bazı kişi ve düşüncelere atıfta bulunmuş(Rahip Borsisa araştırdım isim olarak kuranda geçmiyor. Kaderiye mensupları araştırdım emevi döneminde emevilerin yaptığı haksız fiilleri kadere bağlayanlara karşı insanın kendi kaderinde gücü olduğu düşüncesini savunanlara denirmiş. bence kurana daha uygun bir düşünce ve bu düşünceyi söyleyerek emevilere muhalefet eden bir alimde asılarak öldürülmüş ). Sadece 4 halideyi övmüş orada bulunan başka kişilerden bahsetmemiş. Kadınları aşşağılamış ki kuranda kadınları bu derece aşağılayan bir ayet varmıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence insanın üzerinde tam hakimiyet kuramadığı 5 duyu ile algıladığı herşeye tepki olarak gelen ham düşünce kovulmuş şeytandır. Düşünce bir elektrikk sinyalleri dizisi yani enerjidir. Bu konuda Hakkı Yılmazın kuran çevirisini ve videolarını izlemenizi öneririm . Saygılar

      Sil
  14. Bu arada eğer illuminati gerçeksen ve tüm dünyayı yönetme falan tarzı gibi şeylerin varsa bu yazıyı kesin görürsün. Yorumlara başvuru formunu yollar mısın ??

    YanıtlaSil
  15. 1.si secdeden kasit selam vermek tanimak ta olabilir, o manada kullanildigini dusunuyorum

    2.si kiyametin ne zaman kopacagini bilemezsin. tum dunya ateist olunca kopucak felan diyemezsin. o ilim allah katindadir.

    3. seytanin peygamemberimizle konustuguna dair ayetlerle gelmedigin surece lutfen hikaye anlatma

    seytanin kim oldugunu ogrenmek isteyenler kurani kerimi acip okuyabilirler.
    kuranda seytani anlatan yaklasik 133 ayet var. boyle uydurma hikayelere gerek yok.

    yazdiklarin ciddiyetini kaynagi guvenilir olmayan bilgilerden kaybediyor.
    senin bilgilerinde dogmatik ve uydurulmus bilgilerle harmanlanmis olabilir fakat onlari iyi suzmen gerekiyor.


    yanlisini yasina ve cevrene veriyorum , ama lutfen sacmalamayi kes artik.

    YanıtlaSil